Show simple item record

dc.contributor.authorDİLEK-KAYAOĞLU, HÜLYA
dc.date.accessioned2021-03-05T08:20:57Z
dc.date.available2021-03-05T08:20:57Z
dc.identifier.citationDİLEK-KAYAOĞLU H., Dilek Kayaoğlu, Hülya. Libraries of İstanbul=İstanbul Kütüphaneleri. İstanbul: 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İstanbul Üniversitesi, 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Ve İstanbul Üniversitesi, İstanbul, 2010
dc.identifier.othervv_1032021
dc.identifier.otherav_98642b04-3d80-4c02-b85a-6e07b32883f5
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12627/102556
dc.description.abstractKültür, bir toplumun maddi ve manevi anlamda sahip olduğu, yarattığı, geliştirdiği ve yaşattığı her şey olarak ifade edilirse, İstanbul’un yalnız Türk kültür tarihinin değil, dünya kültür tarihinin zengin birikime sahip nadir kentlerinden biri ve yaşayan bir insanlık mirası olduğu kolayca söylenebilir. Dolayısıyla, İstanbul’un 2010 yılında Avrupa kültür başkenti olarak seçilmesi hiç şaşırtıcı değildir. İstanbul’u, 2010 Avrupa Kültür Başkentliği sürecine hazırlamak ve bu kapsamdaki çalışmaların koordinasyonunu sağlamak üzere kurulan 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’na sunulan bir projenin ürünü olan bu kitap, yaklaşık 8000 yıllık tarihi boyunca birçok uygarlığa beşiklik etmiş olan İstanbul’un, kültür başkenti olgusuna kütüphaneler aracılığıyla bir kültür vurgusu yapılabilmeyi hedeflemiştir. Kuşkusuz, kütüphaneler hem kültürün taşıyıcısı, hem de zenginleştiricisi kurumlar olarak kent kültürünün öne çıkartılmayı fazlasıyla hak eden yapı taşlarıdır. Kültürle beslenen kütüphane, sunduğu hizmetler ve yerine getirdiği çeşitli işlevlerle kültürün bizzat parçası ve oluşturucusu haline gelir. Yaklaşık 900 yıllık bir kütüphane geleneğine sahip olan Türk toplumunda, çağdaşlaşma çabaları 18. yüzyılda başlamış, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve ertesinde yaşanan kültür devrimi, kütüphaneler alanında da son derece önemli gelişmelerin gerçekleştirilmesine olanak vermiştir. Kütüphanenin yaygın ve örgün eğitim kurumu, kütüphane hizmetinin bir kamu hizmeti olarak kabul edilmesi, çağdaş kütüphane türlerinin örneklerinin kurulup yaygınlaştırılması, bibliyografik üretimin denetim altına alınması, zengin dermelerin oluşturulması, kütüphanecinin üniversite düzeyinde yetiştirilmesi bunlardan yalnızca bir kaçıdır; fakat öğrenen toplumu yaratma konusunda daha işin başında olduğumuzu bu kitapta sunulan kütüphane kesitine bakarak söylemek de olanaklıdır. Toplumsal bir kurum olan kütüphane ile toplum­ (kütüphane ile kent) arasında sağlam bir ilişkinin kurulabilmesi, okuryazar insanlardan oluşan, kitabın ve türevlerinin bilginin yayılmasında en önemli araçlardan olduğu inancının yaygın olduğu, belirli bir satın alma gücüne sahip ve elbette okumayı talep eden bireylerden oluşan bir toplumu gerektirir.[1] Böyle bir toplumum oluşturulması, demokratik ülkelerde kuşkusuz ulusal ve yerel düzlemde siyasi iktidarların sorumluluğudur. Bu sorumluluk, kütüphaneleri kültürü yaşatan yaygın ve örgün eğitim kurumu olarak desteklemek yanında, demokratik toplumun gerek duyduğu ve aynı zamanda onu geliştirecek bireylerin yetiştirilmesi gibi temel bir konu ile ilgilidir. İstanbul halkı ile kütüphane ilişkisini de bunlardan ayrı düşünmek olanaklı değil. Bu kitap, toplumsal yaşamın ve kent kültürünün vazgeçilmez kurumları olan/olması beklenen İstanbul Kütüphaneleri’nden bir kesiti sahip oldukları derme (koleksiyon), hizmetler ve bulundukları mekânın tarihi/mimari özellikleri ile tanıtan ve fotoğraflarla belgeleyen bir proje olarak geliştirildi. Böylece kütüphanelerin kullanılması, kısa ve uzun vadede de insanların kültür ve sanatı talep etmesinin kolaylaştırılması, kütüphanelerin mevcut durumunun belirlendiği, zaman içinde karşılaştırma yapmayı olanaklı kılan ve kentin tanınmasına ve kentlilik bilinci oluşmasına katkı sağlayabilecek bir eser ortaya konulacaktı. Ayrıca kütüphanecilerin, kütüphanelerin ve onları kuran ve destekleyenlerin İstanbul’a ve toplumumuza sağladıkları katkı da gösterilebilecekti. Bu amaçlara ulaşmak üzere Nisan 2009 da İstanbul Üniversitesi aracılığı ile 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’na sunulan bu proje 2009 Kasımı’nda kabul edildi. İşin en zor yanı hangi kütüphane türlerinin ve bu türler içinde yer alan kütüphanelerden hangilerinin bu kitaba dahil edileceğine karar vermek oldu. Hangi toplumsal sınıf ve yaştan olursa olsun öğrenmek ve kendini geliştirmek isteyen herkese açık olan, kütüphane ile toplum ilişkisinin bir anlamda aynası olan halk kütüphaneleri öncelikli olarak seçildi. Kanunla belirlenmiş olmasa da, bir halk kütüphanesi örgütü ve geleneği olan ülkemizde, halk kütüphaneleri bir kamu hizmeti ve görevi olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğüne bağlı kütüphaneler aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Belediyelerin de kütüphane kurmasına yasal olarak bir engel yoktur. Buna göre, 2009 yılında İstanbul’da Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 41 Kütüphanenin, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı 12 kütüphane ve ilçe belediyelerine bağlı olarak hizmet veren kütüphanelerin bu projeye dahil olmalarına karar verildi. Kütüphane ve enformasyon biliminin ilkelerine göre bir kütüphaneyi kütüphane olarak niteleyebilmek için dermesinin, binasının, kütüphanecisinin, bütçesinin ve elbette okurunun olması gerekir, fakat bu proje kapsamında kütüphaneci ve bina temel ölçüt olarak alındı. İstanbul’da kendine ait binası ve üniversite düzeyinde kütüphanecilik eğitimi (yeni adıyla bilgi ve belge yönetimi, 2002-) almış kütüphanecisi olan halk kütüphanesi sayısının hem Kültür Bakanlığına bağlı kütüphanelerde, hem de belediye kütüphanelerinde oldukça az olması, kapılarını İstanbul halkına açan görece yeni kurulmuş olan özel kütüphanelerin de bu projeye dahil edilmesini gerektirdi. Böylece kamu ve yerel yönetimler ile özel sektörün desteklediği kütüphanelerden örnekler sunulurken, bunların kendi binalarına sahip olmasına öncelik tanındı; meslek elemanının çalıştığı kütüphaneler olmalarına da özen gösterildi; fakat bağımsız bir binası olan ama üniversite düzeyinde meslek eğitimi almış kütüphanecisi olmayan ya da tersi durumun yaşandığı birkaç kütüphane de sahip oldukları derme (Çelik Gülersoy Vakfı İstanbul Kitaplığı) ve idari olarak bağlı oldukları kütüphanelerden alabilecekleri profesyonel destek (Selimiye Halk Kütüphanesi) düşünülerek kitaba dahil edildi. Bazı kütüphaneler ise taşınma ve restorasyon gibi nedenlerle kitaba dahil olamadı. İstanbul’daki kütüphaneler Büyükçekmece’den Maltepe’ye, tarihi yarımadadan Beyoğlu’na, Kadıköy ve Üsküdar’a kadar geniş bir coğrafi alan içinde temsil edildiler. Yüzyıllardır var olan Köprülü Yazma Eser Kütüphanesi yanında, çok yakın bir zamanda kurulan halk ve özel kütüphaneler de tür ayrımı yapılmaksızın alfabetik sıra içinde verilerek yeni fotoğraflar eşliğinde tanıtılmaya çalışıldı. Bu tanıtım, hem kütüphaneler hakkında daha önce yapılmış olan çalışmalar okunarak, hem de Bakanlıktan alınan izinle her bir kütüphane yöneticisi tarafından Mart-Haziran 2010 döneminde doldurulan anketlerden yararlanılarak yapıldı. Kütüphanelerin kendileri hakkında yazılanların dokümantasyonunu yapmamaları ise şaşırtan bir sonuçtu ve bu durum, her bir kütüphane tanıtımın sonunda ilişkili kaynakların metinde kullanılmamış olsa da verilmesine yol açtı. Kitap, İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması bağlamını vurgulamak ve daha geniş çevrelere ulaşmak üzere de Türkçe-İngilizce olarak hazırlandı. Kütüphaneler hakkında temel bilgileri toplamak üzere hazırlanan ve kütüphane yöneticileri tarafından doldurulan anketlerin ise bir başka araştırma olarak değerlendirilmesi planlandı; fakat, burada kısaca bir değerlendirme yapılacak olursa, sürekli göç alarak 12 milyona dayanan bir nüfusuna sahip İstanbul’daki temel ölçütleri karşılayan halk kütüphanesi sayısının oldukça az olduğu, yerel yönetimlerde kütüphane kurma konusunda bir ivme yaşandığı, fakat gerek yerel yönetimlerin gerekse bakanlığın üniversite düzeyinde meslek eğitimi almış kütüphaneci çalıştırma konusunda tutarlı bir tutum geliştirilmediği, kütüphanelerin eşgüdümsüz de olsa sahip oldukları dermeyi sayısallaştırma projelerini başlattıkları ve kültürün sayısal ortamda yeniden erişilebilir olmasını sağladıkları kolayca söylenebilir. Ayrıca, kütüphanelerin her zaman kendilerine ait web sayfaları olmasa da kaynaklarının 7/24 web üzerinden taranabilir kılındığı görülmektedir. Kültür Bakanlığı’na bağlı halk ve yazma eser kütüphanelerinin web üzerinden tek bir arayüz aracılığı ile taranabilmesi kaynak paylaşımı ve işbirliği hizmetlerinin örgütlenmesini de kolaylaştıracaktır. Özel sektörün vakıf geleneği ve sosyal sorumluluk çerçevesinde kütüphane kurma konusunda inisiyatif aldığı, bu kurumların yaşadığı temel sorunun tanıtım ya da okur/kullanıcı çekmek olduğu söylenebilir; aslında bu tüm kütüphanelerin yaşadığı temel bir sorundur. Kütüphane amaçlı olarak yapılmış kütüphane yapısı sayısının az olması bir başka sorundur. Burada, bu teknoloji çağında kütüphaneye gitmeye ne gerek var, “her şey web üzerinde”, diye düşünenler çıkacaktır, ama tam da bu nedenle okurlar/kullanıcılar internet üzerindeki bilgi yığını içinde belki de eskisinden daha fazla rehberliğe ve kütüphaneciye/bilgi yöneticisine gerek duyuyorlar. Çağdaş kütüphane hizmetleri kütüphanelerin mekan olarak olmasa da hizmet olarak yaşamlarını sürdürmeleri için yeni ve gelişmiş olanaklar sunuyor. Kısaca, İstanbul’un kütüphanelerinin yaşadığı sorunlar toplumsal, kurumsal yasal ve politik sistemin sorunlarıdır; bu sistemdeki gelişme ile de çözülebilecektir. Kitabın yazılmasında yardımlarını benden esirgemeyen tüm kütüphane yöneticilerine ve çalışanlarına, İngilizce çevirilerde yardımcı olan Hümeyra Doruk’a, fotoğrafları çeken eşim Ersel Kayaoğlu’na, projeyi destekleyen İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’na, gerekli izinleri sağlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne ve İstanbul Üniversitesi’nin iş akışını kolaylaştıran ekibine teşekkür etmek benim için zevkli bir görevdir. Hülya DİLEK-KAYAOĞLU Kasım, 2010 [1] Dr. E.O. Okeem. “Okur Yazarlığın Geliştirilmesinde Kütüphanelerin Rolüne Eleştirel Bir Bakış” Liverpool Polytechic, ty. çoğaltı metin, 6s.
dc.language.isotur
dc.publisher2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Ve İstanbul Üniversitesi
dc.subjectSosyal ve Beşeri Bilimler
dc.subjectSosyal Bilimler Genel
dc.subjectSosyal Bilimler (SOC)
dc.titleDilek Kayaoğlu, Hülya. Libraries of İstanbul=İstanbul Kütüphaneleri. İstanbul: 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İstanbul Üniversitesi
dc.typeKitap
dc.contributor.departmentİstanbul Üniversitesi , Edebiyat Fakültesi , Bilgi Ve Belge Yönetimi
dc.contributor.firstauthorID623462


Files in this item

FilesSizeFormatView

There are no files associated with this item.

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record