Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorŞen, Fatma
dc.contributor.authorAydıner, Adnan
dc.contributor.authorBademler, Süleyman
dc.contributor.authorEralp, Yeşim
dc.contributor.authorKüçük, Seden
dc.contributor.authorFayda, Merdan
dc.contributor.authorKaranlık, Hasan
dc.contributor.authorÖzgür, İlker
dc.contributor.authorKılıç, Berkay
dc.date.accessioned2021-03-15T15:14:55Z
dc.date.available2021-03-15T15:14:55Z
dc.identifier.citationKaranlık H., Özgür İ., Kılıç B., Bademler S., Şen F., Eralp Y., Fayda M., Küçük S., Aydıner A., "İleri yaş erken evre meme kanserlerinde lokal anestezi altında meme cerrahisi.", 13. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi, 2015, Antalya, Türkiye, 21 - 25 Ekim 2015, ss.1
dc.identifier.othervv_1032021
dc.identifier.otherav_bbec6b10-0482-4e3b-b3cf-56391bed64c6
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12627/167857
dc.description.abstractAmaç: Tanı esnasında aksilla pozitif hastalarda neoadjuvan kemoterapi (NAK) sonrası sentinel lenf nodu biyopsisinin (SLNB) negatif olduğu hastalarda aksiller diseksiyonun (AD) göz ardı edilip edilemeyeceği halen tartışmalıdır. Bu çalışmada SLNB’nin bu hasta grubunda güvenle yapılabilirliliği ve özellikle fayda görecek grubun belirlenmesi amaçlandı. Gereç-Yöntem: Tanı esnasında biyopsi ile doğrulanmış aksiller metastazı olan, NAK tedavisi sonrası radyoizotop ve mavi boya ile kombine SLNB ve tamamlayıcı AD uygulanmış 2008 ile 2012 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Onkoloji enstitüsüne başvurmuş 185 hastanın verileri geriye dönük olarak incelendi. Klinik özellikler ile SLNB ve AD sonrası elde edilen patolojik veriler karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların tamamı kadın olup ortalama yaşı 47 olarak saptandı. Hastaların 115’i ( % 62,2 ) premenapozal, 3’ü ( % 1,6 ) perimenapozal ve 67’si ( % 36,2 ) postmenapozal dönemdeydi. Hastaların çoğu evre IIB (53.5 %, n=99) ve IIIA (33 %, n=61) meme kanseri olarak saptandı. En sık tümör tipi beklendiği gibi invazif duktal karsinom (89.7 %, n=166) idi. Hastaların 61’inde ( % 33 ) NAC sonrası patolojik tam yanıt izlendi. 107 ( % 57,8 ) hastaya meme koruyucu cerrahi uygulanırken 78’ine ( % 42,2 ) mastektomi uygulandı. Sentinel lenf nodu 177 ( % 95,7 ) hastada başarı ile tespit edildi ve doğruluk oranı % 93,2 (165/177) olarak saptandı. Doğruluk oranı estrojen reseptör pozitif hastalarda % 93,2, HER2 pozitif hastalarda % 96,9 ve tripple negatif hastalarda % 95,2 olarak bulundu. Yanlış negatiflik oranı tüm hastalarda % 10,7 idi. ER pozitif, HER2 pozitif ve tripple negatif hasta gruplarında bu oran sırası ile % 15,6, % 5,5 ve % 8 olarak saptandı. Tüm gruplarda negatif prediktif değer % 84 ve sensitivite % 89,2 olarak saptandı. Tartışma: Aksiller lenf nodu diseksiyonu evreleme için önemli bilgiler sunması ve metastatik hastalığı ortadan kaldırması nedeni ile metastatik hastalığın idaresinde belirleyici unsur olmaya devam etmekte. Ancak AD lenfödem, kronik ağrı gibi hayat standardını düşüren morbiditelere neden olabilir. Daha az morbiditeye sahip SLNB’nin NAK sonrası yapılması, bildirilmiş olan yüksek yanlış negatiflik oranları ve düşük doğruluk ve tespit edilme oranları nedeniyle halen tartışmalıdır. SENTİNA çalışmasında NAK sonrası ikincil SLNB ile %60.8 tespit edilme ve %51.6 yanlış negatiflik oranları bildirilmiştir (1). Bu çalışmada NAK sonrası cerrahiye yönlendirilecek hasta grubunda NAK öncesi SLNB önerilmemektedir. Bir çok çalışma NAK sonrası SLNB ile %10 civarında yanlış negatiflik oranı bildirmiştir (1,2). Yapmış olduğumuz çalışmada tespit edilme oranı %95.7 ve yanlış negatiflik oranı diğer çalışmalarla benzer olup %10.7’dir. Tümör reseptör durumları göz önüne alındığında yanlış negatiflik oranın triple negatif ve HER2 pozitif hasta gruplarında ER pozitif gruba göre daha düşük olduğu saptandı. Neoadjuvan kemoterapi sonrası SLNB yapılması planlanan hastaların bu alt gruplardan seçilmesi, söz konusu konsepte yeni başlayan cerrahların daha yüksek özgüven ile işlemi sonuçlandırmaları daha olası görülmektedir. Sonuç: Sentinel lenf nodu biyopsisi elde edilen bu sonuçlara göre teknik olarak güvenle uygulanabilir olarak değerlendirildi, ancak lokal ileri evre meme kanserlerinde kullanımı rutin olarak kabul görmemekte. Triple negatif ve HER2 pozitif hasta gruplarında yüksek duyarlılık ve düşük yanlış pozitiflik oranı nedeni ile SLNB uygulaması, NAK sonrası bu hasta gruplarında tercihen uygulanabilir.
dc.language.isotur
dc.subjectSağlık Bilimleri
dc.subjectCerrahi Tıp Bilimleri
dc.subjectGenel Cerrahi
dc.subjectCerrahi Onkoloji
dc.subjectSurgery
dc.subjectHealth Sciences
dc.subjectCERRAHİ
dc.subjectKlinik Tıp
dc.subjectKlinik Tıp (MED)
dc.subjectTıp
dc.titleİleri yaş erken evre meme kanserlerinde lokal anestezi altında meme cerrahisi.
dc.typeBildiri
dc.contributor.departmentİstanbul Üniversitesi , Onkoloji Enstitüsü , Klinik Onkoloji Ana Bilim Dalı
dc.contributor.firstauthorID2530085


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster