HİCRİ İKİNCİ ASIRDA İSLÂMÎ İLİMLER- 4
Abstract
Kelâmın kurucusu kabul edilen Mu‘tezile ekolünün esas rolü, ilk defa kelâmı bir yöntemolarak kullanmasıyla ilgilidir. Genel olarak “Basra” ve “Bağdat” olmak üzere farklı iki grubaayrılan Mu‘tezile’nin Bağdat ekolü etki ve yaygınlık bakımından diğerine göre daha zayıf kalmıştır. Bununla birlikte Bağdat ekolü, Abbâsîler döneminde aktif bir rol üstlenerek kelâmilminin pek çok meselesini ele almıştır. Bu çalışmada ele alınacak olan tevlîd, kısaca “kulun irâdî fiillerinin ilahî irâdeye muhtaç olmadan gerçekleşmesi” olarak tarif edilebilir. Bağdat ekolünün kurucusu olan ve Hicrî İkinci asırda yaşayan muhtemelen hicri 130’lu yıllarda doğmuş, 210 yılında vefat etmiş Mu‘tezilî bir kelâm bilgini olan Bişr, “tevellüd” düşüncesini ilk defa ortaya atan şahıs olarak bilinir. İnsan fiilleri ve .zgürlüğü konusuna ilişkin önemli bir kelâmî mesele olan tevlîd-tevellüd, insanın ihtiyârî fiilleriyle bu fiillerin başka bir mahalde gerçekleşen sonuçları arasındaki irtibatı ifadeeden bir teoridir.İlk defa Bişr’in ortaya attığı bu teori daha sonra Mu‘tezile ekolü tarafından büyük çoğunlukla kabul edilmiştir. Bu y.nüyle tevlîd fikrinin tamamıyla Mu‘tezile’ye ait bir teoriolduğu rahatlıkla söylenebilir. Buna karşılık Ehl-i sünnet kelâmcıları, nedenselliğe götürme tehlikesini öne sürerek bu teoriye karşı çıkmışlardır. Bu meselenin tamamıyla Mu‘tezile üzerinden okunmasının zorunluluğu aynı zamanda Mu‘tezile’nin insan özgürlüğüne yaklaşımıyla ilgilidir. Dolayısıyla insan fiilleriyle ilgili temel bir mesele olan tevlîd, aslında Mu‘tezile’nin adâlet prensibine ilişkin bir tartışmadır.
URI
http://hdl.handle.net/20.500.12627/180932https://avesis.istanbul.edu.tr/api/publication/ea69053d-0243-4cb2-9c77-cfe2ca591c8c/file
Collections
- Kitapta Bölüm [327]