Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorKalıpçı, Mahmud Esad
dc.date.accessioned2023-10-10T10:47:09Z
dc.date.available2023-10-10T10:47:09Z
dc.identifier.citationKalıpçı M. E., "Eski Vakıflara İlişkin Mahlûliyet Meselelerinde Vakfın Nevinin Önemi", Uluslararası Necmettin Erbakan Hukuk Kongresi , Konya, Türkiye, 1 - 03 Haziran 2023, ss.446-447
dc.identifier.otherav_0c5e65db-8a9e-4cfe-aa7c-73197dfc7ff6
dc.identifier.othervv_1032021
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12627/189510
dc.identifier.urihttps://drive.google.com/file/d/1TG_hCIEUQcXZDgyF28M03rlnjQxwcJL8/view
dc.description.abstract5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17. maddesinde, icareteynli vemukataalı vakıf taşınmazların mahlûl olmaları durumunda vakıflarınadönecekleri öngörülmüştür. Söz konusu düzenleme, sahih vakıflarhakkında olup mîrî arazinin aşar ve rüsumunun hayrî bir ciheteözgülendiği türden tahsisat kabilinden vakıflar hakkında uygulanmasısöz konusu değildir. Zira ikinci tür vakıflarda, mîrî arazide olduğu gibi,rakabe (kuru mülkiyet) devlete ait olup vakfa gelir getiren taşınmazlarüzerinde vakfın aynî bir hakkı bulunmamaktadır. Osmanlı hukukunda, bunevi bir vakıf araziye mutasarrıf olan kimse intikal hakkı sahibi mirasçıbırakmadan öldüğünde, arazi rakabe sahibi hazineye intikal ederdi vevakfa yalnızca devletin kendisine intikal eden araziyi başkasına tefvizetmesiyle elde edilen bedel-i mahlûlât denilen meblağ ödenirdi. Bununyanında, Cumhuriyet döneminde aşar ilga edilince, bu tür taşınmazlarınvakıfları ile olan ilişkisinin büyük ölçüde ortadan kalktığı ve 1926 tarihliTürk Kanunu Medenisi ve ilgili mevzuatın öngördüğü yeni mülkiyetrejimiyle bunların sırf mülke dönüştükleri kabul edilmiştir. Dolayısıyla,mîrî arazinin aşar ve rüsumunun vakfedildiği tahsisat kabilindenvakıflarda, gerek Osmanlı hukukunda geçerli olan nizam, gerek aşarınilgası ve Türk Kanunu Medenisinin kabulüyle cari olan yeni mülkiyetrejimi ve gerekse günümüz mevzuatı dikkate alındığında, mutasarrıfveya maliklerinin mirasçı bırakmadan ölmeleri ya da gaiplikleri gibidurumlarda taşınmazın aynı üzerinde hiçbir hakkı olmayan vakfa rücûudeğil, devlet hazinesine intikali söz konusu olmaktadır. Hal böyle iken,uygulamada zaman zaman bu esaslara dikkat olunmayıp mîrî arazininaşar ve rüsumunun vakfedildiği tahsisat kabilinden vakıf taşınmazlarında mahlûlen geçmişte -ayna taalluk etmeyen bir ilişki kapsamında-irtibatlı oldukları vakıflara rücû ettirildikleri dikkat çekmektedir. Buyüzden, bu bildiride eski vakıflara ilişkin mahlûliyet meseleleri açısındanvakfın nevinin önemi merkeze alınarak özellikle mîrî arazinin aşar verüsumunun vakfedildiği türden tahsisat kabilinden evkaf açısından5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17. maddesinin uygulanmasına ilişkinbazı sorunlar tartışılacaktır. Bu esnada, hem meselenin tarihsel seyriniyansıtıcı nazarî ve tatbikî kaynaklara, hem de güncel mevzuat vemahkeme kararlarına başvurulacaktır.
dc.language.isoeng
dc.subjectSosyal Bilimler ve Beşeri Bilimler
dc.subjectHukuk
dc.subjectHukuk Tarihi
dc.subjectSosyal ve Beşeri Bilimler
dc.subjectHUKUK
dc.subjectSosyal Bilimler Genel
dc.subjectSosyal Bilimler (SOC)
dc.titleEski Vakıflara İlişkin Mahlûliyet Meselelerinde Vakfın Nevinin Önemi
dc.typeBildiri
dc.contributor.departmentİstanbul Üniversitesi , Hukuk Fakültesi , Kamu Hukuku Bölümü
dc.contributor.firstauthorID4556433


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster