Show simple item record

dc.contributor.authorYARMAN, OZAN UĞRAŞ
dc.date.accessioned2021-03-03T08:26:17Z
dc.date.available2021-03-03T08:26:17Z
dc.identifier.citationYARMAN O. U. , "CUMHURİYETİMİZ'İN VE ATATÜRKÜMÜZ'ÜN ULUSAL MÜZİK EĞİTİMİNDEN ESAS BEKLEDİĞİ, BİZE ÖZGÜ PERDELER ÜZERİNDEN MAKAMSAL MİKROTONAL POLİFONİ DÜZLEMİNE TAŞINMIŞ POPÜLER VE HALK HAVALARIMIZDIR", IX. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 17 Aralık 2010, ss.735-745
dc.identifier.otherav_17794f6c-ca13-453a-9350-f889e496b505
dc.identifier.othervv_1032021
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12627/21144
dc.identifier.urihttp://www.ozanyarman.com/files/DrOz_UMES_bildirisi.pdf
dc.description.abstractCumhuriyetimiz’de “ulusal müzik egˆitimi”, dogˆal olarak, bas¸-kurucu Gazi M. K. Atatürkümüz’ün önderligˆinde sistematize edilen ve günümüzde anayasal koruma altında bulunan ilkeler ve inkılaplar zemininde tes¸ekkül etmek durumdadır. Bilhassa hangi ilke ve inkılaplar? Ulusal müzik egˆitiminin ne yapıda olması gerektigˆi konusunu dogˆrudan ilgilendiren, en önce “halkçılık” ve “musıki inkılabı”. Bunlar neyi is¸aret ediyorlar? Müzikte laiteye yönelis¸ ve köklü degˆis¸im... Ama nasıl? Gazi’nin içinde yer aldıgˆı musıki konulu anılarda Atatürk’ün kendi agˆzından sıklıkla ve konunun teknik ayrıntılarına profesyönel anlamda vakıf olmadıgˆı halde ifade etmeye çalıs¸tıgˆı üzere: “Türk çocugˆunun duydugˆu duygularını ifade eden bestecilerin eserlerinin” çoksesli halleri... Itri’lerin, Tatyoslar’ın, Sadullah Agˆa’ların, Dede Efendiler’in, Dellalzade’lerin, özetle Osmanlı saray erkanı ile tekke uydularının halktan kopmus¸, elitist, agˆdalı, son toplamda yeni rejimde kaldırılıp atılmak için Bizans ve Araplar ileilis¸kilendirilmek istenmis¸ cafcaflı eserleri degˆil. Onların da yerince sanatsal yüceligˆi elbette mahfuzdur. Ancak Cumhuriyet’in mevcudiyetini borçlu oldugˆu kahraman halkına as¸ılayacagˆı eserler, 88 zamanlı Darbıfetihler veya 7 geçkili 10 çes¸nili akrobatik S¸evkefzalar her halde degˆildir. Aynı itibarla, çagˆdas¸lık, evrensellik yaftalarıyla tepeden-inme dayatılmak istenen Mozart’lar, Bach’lar ve Beethoven’lar da her halde degˆildir. Hepsinin kendine özgü sanatsal yüceligˆi as¸ikardır. Ancak, bunların taraftarlıgˆına soyunanlar, maateessüf, Atatürk’ün büstlerini dikip, ilkelerini gömüp, mes¸ruiyet aramada Atatürk adını biteviye kullanagelmis¸lerdir. Öte yandan, ulusal müzik egˆitiminde temel alınması gerekenler, halka malolmus¸, “Türk’ün bagˆrından kopmus¸” popüler ve folklorik güfteler ile havalardır. Bunları, öykünülen kozmopolit Batı ahalisine tanıtmanın öncelikli vasıtası da Avrupai orkestralar ve müzik kaideleri olarak belirlenmis¸tir. Fakat, s¸u da bir vakıa ki, halka malolmus¸ s¸arkılar ve türküler, Bizans ve Araplar ile ilis¸kilendirilmek suretiyle dıs¸lanmak istenen Klasiklerimiz kadar “mikrotonaldir”. Çokseslilikte bu olgu gözetilmedigˆi sürece, eserlerin çogˆunun dogˆası burkulmaktadır. Evvelki çokseslilik denemelerindeki olumsuz tecrübe Gazi’ye bu yönde bir his vermis¸ olabilir mi? Kendisine mikrotonalizmin teknigˆi ve teorisi anlatılmıs¸ olsaydı, nagˆmelerimizi is¸leyecek çoksesliligˆin bize özgü perdelere dayandırılması gerektigˆi gösterilmis¸ olsaydı, Atatürk o dogˆrultuda bir yön belirler miydi? Bizce evet.
dc.language.isotur
dc.subjectSosyal ve Beşeri Bilimler
dc.subjectSosyal Bilimler (SOC)
dc.subjectSosyal Bilimler Genel
dc.titleCUMHURİYETİMİZ'İN VE ATATÜRKÜMÜZ'ÜN ULUSAL MÜZİK EĞİTİMİNDEN ESAS BEKLEDİĞİ, BİZE ÖZGÜ PERDELER ÜZERİNDEN MAKAMSAL MİKROTONAL POLİFONİ DÜZLEMİNE TAŞINMIŞ POPÜLER VE HALK HAVALARIMIZDIR
dc.typeBildiri
dc.contributor.departmentİstanbul Üniversitesi , Devlet Konservatuvarı , Müzikoloji Bölümü
dc.contributor.firstauthorID436042


Files in this item

FilesSizeFormatView

There are no files associated with this item.

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record