Kayıp Yuva (Sulukule) İçin Bitmez Tepkiler ve Proje İptal Kararından Sonra Ümitsiz Beklentiler Kentsel Dönüşümde Katılımcı Yönetişim
Abstract
Kentsel dönüşümlerde yenileme süreci genellikle mülkiyet ve yatırım getirisi üzerine kurulmakta, aile ve toplulukların yaşam çevreleriyle kurdukları karşılıklı ilişkiler hakkında ise çok fazla endişe duyulmamaktadır. Hâlbuki birey, aile ve toplulukların dönüşüm bölgesinden zorla veya gönülsüz ayrılması oldukça yıkıcı bir deneyimdir. Çünkü yerinden edilenler eski mahallelerine güçlü ve sürekli bir şekilde bağlı kalmaktadırlar. Dışarıdan bakıldığında, yerinden edilen birey, aile ve toplulukların verdikleri tepkilerin, kriz ortamında yaşanabilecek geçici negatif yansımalar olduğu düşünülebilse de, yaşanmış örnekler, karamsarlık önyargılarının daha sonra aynen yaşandığını göstermiştir. Kentsel dönüşüm uygulamasının ne kadar başarı olduğunu değerlendiren kıstaslar arasında önemli farklar olsa da, zorla yerlerinden edilen insanların verdikleri olumsuz tepkiler her tür ölçütte “keder ifadeleri” olarak nitelenir. Bu çalışmada, Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında acil kamulaştırma tehdidi ile yerlerinden edilmelerinin Onuncu, Danıştay tarafından “Roman kültürünü korumamaktadır ve kamu yararına uygun değildir” hükmüyle projenin iptal edilmesinin ise Birinci yılında; yerlerinden edilmiş Roman vatandaşlarımızın, kendileriyle yaptığımız yarı yapılandırılmış görüşmelerde söyledikleri açık ve belirsizliğe mahal vermeyen tanımlamaları sunulacaktır. Tanımlamalarda ekonomik bunalım, çaresizlik, öfke ve Sulukule’yi idolleştirme eğilimleri gözlenmiştir. Sonuçlar, bireylerin ortak tepkiler geliştirmeyi öğrenmesinin, yaşam çevre sorunlarına katılımcılığının, kritik bir kent gücü olarak bunları içselleştirmesinin, beceri ve kent kimliğini kullanarak örgütlenmesinin ve katılımcı biçimde karar verici roller üstlenmesinin ne kadar büyük bir önem taşıdığını göstermektedir.
Collections
- Bildiri [64839]