Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorBİLGİNAYTAÇ, GİZEM
dc.contributor.authorERKEM GÜLBOY, Gül Pınar
dc.date.accessioned2021-03-06T13:12:14Z
dc.date.available2021-03-06T13:12:14Z
dc.identifier.citationERKEM GÜLBOY G. P. , BİLGİNAYTAÇ G., "Marksizm ve Uluslararası Politik Teoride Dönüşümler", Bilim Üzerine Marksist Tartışmalar Sempozyumu, İzmir, Türkiye, ss.1-18
dc.identifier.othervv_1032021
dc.identifier.otherav_f786a14d-c536-42b7-abbc-9a2c2c57ae7a
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12627/162153
dc.description.abstractTuchydides’ten beri devletlerarasındaki ilişkiler tartışılsa da, uluslararası ilişkiler alanında ilk kürsü 1918’de İskoçya’da kurulmuş, disiplinin esas gelişimi ise 2.Dünya Savaşı sonrası olmuştur. Kuruluşu ve sonrasında Dünyadaki iki kutuplu sistemin etkisiyle, disiplinin Anglo-Sakson etkisinde geliştiği iddia edilebilir. ilk dönem hakim olan teoriler, 18.yüzyıldan beri siyaset teorisi olarak etkisini gösteren liberalizm ile 2.Dünya Savaşı sonundan itibaren etkisini göstermeye başlayan realizm olmuştur. Bu iki teori birbirine rakip gibi görülse de, aslında devlet temelli bakış açıları, sistemin yapısını anarşik olarak kabulleri ve güvenliğe verdikleri önem ile oldukça benzerdirler. Realizm, Soğuk Savaş dönemi boyunca bir kutbun ideolojilerini üreten ve politikalarını meşrulaştıran bir yaklaşım olarak uluslararası ilişkilerde de hakim alan olma iddiası taşır. 1960’larla birlikte devlet ve güvenlik temelli bakış açısı yerine sosyolojik bakış açısı ve sınıf temelli analizlerin de alana girmeye başladığı görülür. İnşacılık, bağımlılık okulu, eleştirel teori gibi yaklaşımlarla uluslararası ilişkiler disiplini Marksizmin yaklaşımlarından yararlanmaya başlar. Tek aktör olarak devleti ele alan rasyonel seçim yaklaşımlarının tersine uluslararası örgütlerden bireylere kadar farklı aktörlerin de uluslararası ilişkilere etkisi olduğu tartışmalara girer. Kapitalizmin sınıflar arası sömürü ilişkisinin devletlerarasında da var olduğu özellikle küreselleşme ve kuzey-güney ilişkileri bağlamında ele alınır. Bu yeni dönemle birlikte uluslararası ilişkilerde insanlığın özgürleşmesi, yabancılaşma, sömürgeciliğin yeni halleri gibi Marksist literatürün kavramları, uluslararası ilişkilerin düşünsel gündemine taşınır. Marksizmdeki sınıfsal temelli analiz, uluslararası ilişkilerin dinamiğine toplumsal yapıların ışığında bakılması olarak yansır. Ana akım teorilerdeki devlet ve güvenlikçi analizden farklı olarak, Marksizmden etkilenen teorilerde toplumsal değişimin dinamiği analizin odak noktasındadır. Özellikle Marks’ın yabancılaşma ve özgürleşme kavramları uluslararası ilişkilerin yapısalcı ve eleştiriler teorileri içinde etkili olmuştur. Ayrıca Frankfurt Okulu ve sonrasında Eleştirel Teori Marksizmin bu kavramlarından ve Gramsci’nin tarihsel blok ve hegemonya kavramlarından yararlanmıştır. Bu noktada özellikle Robert Cox’un çalışmaları, problem çözümü yaklaşımlarının eleştirisi açısından önemlidir. Booth ve Jones’un özgürleşme kavramını güvenlik çalışmaları kapsamında kullanması da Marksizmin katkısı açısından önemli örneklerdir. Tüm bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, Marksizmin alana ciddi bir katkısı olduğu görülebilir. Frankfurt Okulundan başlayarak, eleştirel teorinin çeşitli yazarları, özellikle Cox, Jones ve Booth’un Marksizmin önemli kavramlarını kullanarak uluslararası ilişkilere dair yaklaşımlar geliştirmişler ve disiplinde yeni açılımlar sağlamışlardır.
dc.language.isotur
dc.subjectSosyal ve Beşeri Bilimler
dc.subjectSosyal Bilimler Genel
dc.subjectSosyal Bilimler (SOC)
dc.titleMarksizm ve Uluslararası Politik Teoride Dönüşümler
dc.typeBildiri
dc.contributor.departmentİstanbul Üniversitesi , İktisat Fakültesi ,
dc.contributor.firstauthorID635130


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster