Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorTopaloğlu, Aydın
dc.date.accessioned2022-02-18T09:47:07Z
dc.date.available2022-02-18T09:47:07Z
dc.date.issued2020
dc.identifier.citationTopaloğlu A., "Kötülük Üzerine Felsefi Mülahazalar", Feyz Dergisi, sa.349, ss.14-21, 2020
dc.identifier.othervv_1032021
dc.identifier.otherav_5e8e376c-1999-4783-b3db-e62cbd87ea58
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12627/177971
dc.identifier.urihttp://www.feyzdergisi.com/icerik/2862/kotuluk-uzerine-felsefi-mulahazalar-prof-dr-aydin-topaloglu.html
dc.description.abstractHiç kuşkusuz, kötü diye bir şey var ve biz bunu her gün görebilir, gözlemleyebilir hatta tecrübe de edebiliriz. Gözyaşının olduğu, kanın döküldüğü, çocukların acı çektiği veya acımasız bir biçimde öldürüldüğü bir dünyada kötü yok demek mümkün değil. Dolayısıyla kötüyü görmezden gelmek hatta yıkıcı sonuçlarını hayra yormak aşırı iyimserlik olacaktır. Ancak temel sorun kötünün varlığını kabul etmek veya onu görebildiğimiz kadarıyla betimlemek olmasa gerek. Temel sorun doğasının ne olduğu ve bizim bunu nasıl ifade edebileceğimizdir.Çok şaşırtıcı olmakla birlikte kötünün kendi başına bir varlığının olmadığını söylemek durumundayız. Buradaki kendi başınalık, mutlaklık anlamındadır. Yani kötünün bağımsız ve kendinde bir güç olmadığıdır. Nitekim bizlere ürkütücü gelen karanlığın aslında bir mum ışığıyla dağıldığını biliyoruz. Karanlık kendinde bir varlık yani mutlak olsaydı, ışığın ona etki etmemesi ve etrafı aydınlatmaması gerekirdi. Yine bizi oldukça üzen ölüm hadiselerinin de aslında kendi başına bir değer taşımadığı, sadece yanan bir mumun sönmesi gibi, yaşamın sona ermesi olduğunu gayet iyi bilmekteyiz. Yine içimizdeki korkuların da aslında, bir şeyleri yitirmek kaygısından başka bir şey olmadığı açıktır. Buradan hareketle kötülüğün kendi başına bir tanımının olmadığı apaçıktır. İnsanların kötü olarak düşledikleri, belki de korktukları konu aslında insanların Tanrı’dan uzak kalmak veya onun sevgisinden yoksunluk hissidir. Tanrı inancının olduğu yerde tıpkı karanlığın ışıktan dağılması gibi, korkunun da ortadan kaybolduğu çok açıktır. Sevgisizlik de aslında kendi başına var olan bir hususiyet değildir. Belki de çok erken yaşlarda anne şefkatinden mahrum kalmak, dahası anneyi yitirmektir. Kendi başına bir değeri bulunmamaktadır. Hep bir şeylerin eksikliği söz konusudur...
dc.language.isotur
dc.subjectSosyal ve Beşeri Bilimler
dc.subjectSanat ve Beşeri Bilimler (AHCI)
dc.subjectSosyal Bilimler (SOC)
dc.subjectSanat ve Beşeri Bilimler
dc.subjectDİN
dc.subjectFELSEFE
dc.subjectFelsefe
dc.subjectİlahiyat
dc.subjectDin Felsefesi ve Mantık
dc.subjectPhilosophy
dc.subjectReligious Studies
dc.subjectSocial Sciences & Humanities
dc.titleKötülük Üzerine Felsefi Mülahazalar
dc.typeMakale
dc.relation.journalFeyz Dergisi
dc.contributor.departmentİstanbul Üniversitesi , İlahiyat Fakültesi , Felsefe Ve Din Bilimleri Bölüm
dc.identifier.issue349
dc.identifier.startpage14
dc.identifier.endpage21
dc.contributor.firstauthorID3050701


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster