Hicrî Birinci Asırda İslâmî İlimler
Özet
ÖzetKaynakların, İslâm düşünce geleneğinin ilk kelâm ekolü olan
Muʻtezile ve etkileri oldukça geniş bir kitle üzerinde etkili olan ircâ
düşüncesi arasında bağ kurduğu Ebü’l-Kāsım Muhammed b. Ali, Hz. Ali’nin Hz.
Hasan ve Hz. Hüseyin’den sonraki üçüncü oğlu olarak hicrî16 (637) yılında
Medine’de dünyaya gelmiştir. Annesi Benî Hanife’den Havle binti Cafer b.
Kays’tır. Muhammed b. Ali b. Ebî Tâlib, cariye olan annesine nispetle
İbnü’l-Hanefiyye olarak isimlendirilmiştir. Cesaretiyle tanınan Muhammed b. Hanefiyye,
gönülsüz olmasına rağmen fitne olarak değerlendirdiği Cemel ve Sıffîn
savaşlarına babası Hz. Ali ile birlikte katılmış ve onun sancaktarlığını yapmıştır.
Siyasî olaylardan uzak durmayı tercih etmiş olsa da Hz. Hasan ve Hüseyin’den
sonra Ehl-i beyt’in lideri olarak görülmesi adının siyasî olaylarla anılmasına
neden olmuştur. Giriştiği ayaklanmalarla devrinin önemli siyasî aktörlerinden
olan Muhtâr es-Sekafî, insanları kendine meylettirmek için kendisinin, “mehdî”
olarak ilan ettiği Muhammed b. Hanefiyye’nin “vasî”si olduğunu duyurmuştur.
Muhammed b. Hanefiyye’nin Abdullah b. Zübeyr’in kuşatmasından kurtulmasına da
yardım etmiştir. Her ne kadar Muhammed b. Hanefiyye’nin Muhtâr es-Sekafî ile
açık bir bağlantısı olmasa da Muhtâr es-Sekafî, onun tarafından desteklendiği
imajının sağladığı avantajı sonuna kadar kullanmıştır. Muhammed b.
Hanefiyye’nin Muhtar es-Sekafî ile ilişkisi çeşitli şekillerde yorumlanarak
Ehl-i beyt’in önde gelenlerinden olmasının da etkisiyle Şiî düşüncede yoğun
ilgi görmesine neden olmuştur.Siyasi olaylardan uzak ilim ve ibadetle uğraşmayı tercih
eden Muhammed b. Hanefiyye, ilmî üstünlüğü ile ön plana çıkmıştır. Hadis
rivayetiyle meşgul olmuş ve özellikle de Hz. Ali’den nakledilen hadislerin en güvenilir
ravilerinden kabul edilmiştir. Muhammed b. Hanefiyye’nin dönemindeki meselelere
yaklaşımı açık bir şekilde tespit edilememekle birlikte Medine’deki mektebinde
yetiştirdiği talebelerin sonraki dönemde etkili olan düşünce akımlarının öncüsü
olduğu görülmektedir. Bu talebeler arasında ilk sırada adları zikredilmesi
gereken oğulları Ebû Hâşim Abdullah ve Hasan b. Muhammed’dir. Muʻtezile’nin kurucusu olarak kabul edilen
Vâsıl b. Atâ, Ebû Haşim Abdullah’tan ders almıştır. Bu etkileşim nedeniyle olsa
gerek, Muʻtezile tabakât yazarları, Muʻtezile’nin Hz. Peygamber’e kadar giden
silsilesinde ikinci tabakada Muhammed b. Hanefiyye ve üçüncü tabakada da Ebû
Hâşim Abdullah’a ve Hasan b. Muhammed’e yer vermiştir. Diğer taraftan Mürciî
gruplardan Gaylâniyye’nin kurucusu Gaylân ed-Dımaşkî’nin hocası kabul edilen Hasan
b. Muhammed’de ircâ düşüncesiyle ilişkilendirilmiştir. Şiî grupların da yoğun
ilgi gösterdiği Muhammed b. Hanefiyye, İmâmiyye ve Keysâniyye içerisinde
kendisine büyük önem atfedilen bir isim olmuştur. İmâmiyye, ona Hz. Hüseyin’in
intikamının alınmasına yardım etmesi yönüyle sahip çıkarken Keysâniyye ve alt
grupları kendilerinin ölmeyen imamı kabul ederek onun şahsında mitolojik bir anlatım
ortaya koymuşlardır.İslâm düşüncesinin serüvenini doğru tahlil edebilmek
şüphesiz ki fikirlerin kaynağı mesabesinde olan Hicrî I. asrın ışığına ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu nedenle söz konusu çalışmada Hicrî I. asrın önemli
isimlerinden olan Muhammed b. Hanefiyye ve onun mektebinde yetişen şahısların
düşüncelerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu mektepte ortaya çıkan
fikirlerin bağlamını tespit edebilmek için çalışmanın giriş bölümünde Muhammed
b. Hanefiyye’nin hayatı çerçevesinde dönemin siyasi ve sosyal olayları ele alınacaktır.
Takip eden bölümlerde ise onun çeşitli İslâm düşünce ekolleriyle bağlantısı imkanların
el verdiği ölçüde tespite çalışılacaktır. Muhammed b. Hanefiyye hakkında Şiî
grupların yaklaşımları çalışmanın sınırlarını aşacağı için daha çok onun ircâ ve
i‘tizâl düşüncesiyle ilişkisi incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Muhammed b. Hanefiyye, Ebû Haşim
Abdullah, Hasan b. Muhammed, İrcâ, İ‘tizâl.
Koleksiyonlar
- Kitapta Bölüm [13988]