DÜNYA EKONOMİSİNDE SOSYO-EKONOMİK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İSTİKRARSIZLAŞTIRICI BİR FAKTÖR OLARAK KÜRESEL SALGINLAR
Yazar
Zlateva, Rumiana
Balkanlı, Ali Osman
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
2020 yılının başında SARS-CoV-2 (COVID-19) adlı yeni bir tip
koronavirüsün dünya çapında yaygınlaşması nedeniyle, bir dizi
işletmenin ticari ve ekonomik faaliyetlerinde ilk zorluklar ortaya
çıkmış ve genel ekonomiye yayılmıştır. Ülkeler arasındaki mevcut
küreselleşme, çeşitli ekonomik, sosyal ve politik nitelikteki
faktörlerle birlikte bu yayılmayı kolaylaştırmıştır. Dünya Sağlık
Örgütü’ne göre, insanlara aşı yapılamaz bir durumun varlığında,
yeni bir virüsün beklentilerin ötesinde yayılmasıyla birlikte bir
pandemi (küresel salgın) meydana gelir. Şimdiye kadar, bir salgın
öncelikle bir halk sağlığı sorunu olarak görülüyordu. 11.03.2020
tarihinde Dünya Sağlık Örgütü, yeni tip koronavirüsün neden
olduğu COVID-19 salgınını duyurdu. O zamandan bu yana,
dünya çapında 28,8 milyondan fazla doğrulanmış enfeksiyon
vakası ve virüsün bulaştığı insanlarda 921 binden fazla ölüm
meydana gelmiştir. İyileşenlerin sayısı ise yaklaşık 19,5
milyondur. Bu rakamların önümüzdeki aylarda keskin bir şekilde
artması bekleniyor.
Dünya için ortaya çıkan bu sağlık krizi, bir adım sonrasında
ekonomik ve sosyal krizler yaratacaktır. Bu krizler ise
sonuçta dünya ekonomisinde ekonomik ve sosyo-ekonomik
sürdürülebilirliği istikrarsızlaştıran aksamalara yol açacaktır.
Bunun nedeni, bir pandeminin yüksek maliyetlerinin sadece
tekil olarak ülkeler arasında değil, aynı zamanda ülkelerdeki
farklı sosyal tabakalar arasında da eşit olmayan bir şekilde
dağıtılmasıdır.
Pandeminin başlangıcından bu yana, dünya ekonomisi bir
durgunluk içindedir ve araştırmacılar bu durgunluğun 2021’de
de süreceğini beklemektedirler. Örneğin, Fitch Ratings (www.
fitchratings.com, 2020-07-09) küresel GSYİH’de 2020 yılında -%
4,4 düşüş öngörmektedir. Ve bu düşüşler Fitch, Euro bölgesi,
İngiltere ve Hindistan’ın yanı sıra kısmen dengelenmiş görünen
Çin ve Amerika Birleşik Devletleri için de geçerlidir. 2021’de
de koronavirüs henüz kontrol altına alınmadığı için küresel toparlanma hızının yavaşlaması bekleniyor. Bu varsayım, büyük
gelişmiş ekonomilerin ülke genelinde engellemelerinin yeniden
başlamasından (müdahale) kaçınacağı varsayımına ve ekonomik
faaliyetin tam olarak virüs öncesi seviyelere dönmesinin uzun
zaman alacağı beklentisine dayanmaktadır.
Ekonomik kalkınmanın ve uluslararası ekonomik ilişkilerin
sürdürülebilirliği, -sosyo-ekonomik düzenin sürdürülebilirliğinin
dışında- mevcut pandeminin bir başka kurbanı olarak görülebilir.
Bu durum kentsel ortamlar için de sürdürülebilirlik sorunları
yaratacaktır. Şu anda gerçekleşmekte olan çeşitli süreçlerin
değerlendirmek için henüz çok erken olduğundan, dolayısıyla
bu makalenin amacını sınırlamaktadır. Bu noktada bu çalışmada
amaç, sosyo-ekonomik sürdürülebilirliğin istikrarsızlaşmasıyla
ilgili farklı senaryoların olasılıklarını belirlemek ve analiz etmek
yerine, hareket halindeyken ortaya çıkan olası etki modlarını
belirlemektir. Krizin derinliği ve süresi konusundaki belirsizlikler
bağlamında bu çalışma, mevcut pandeminin ekonomik yapının
sürdürülebilirliği ile birlikte aynı zamanda ülkelerde özellikle kent
toplumlarında sosyo-ekonomik sürdürülebilirlik açısından bazı
olası kısa ve uzun vadeli etkilerini incelemekte ve bu konuda
değerlendirme ve sonuçları sunmaktadır.
Bağlantı
http://hdl.handle.net/20.500.12627/2474https://avesis.istanbul.edu.tr/api/publication/3ab2828b-e902-4f0a-9600-db4f5dd8a83e/file
Koleksiyonlar
- Bildiri [1228]