İnfaz Kurumlarında Uyuşturucu Bağımlısı Mahkûmların Tedavi Hakkı: Wenner v. Almanya Kararı (AİHM)
Abstract
Tutuklu ve mahkûmların ülkede geçerli olan sağlık hizmetlerinden hür bir birey gibi yararlanma hakları vardır. Sırf bu hukuki durumları nedeniyle bu kişiler, sağlık hizmetlerinin sunulmasında ayrımcı muamelelere maruz bırakılmazlar. Bu hak, Avrupa Cezaevi Kuralları ve BM Nelson Mandela Kuralları olmak üzere uluslararası belgelerde de teyit edilmiş temel bir ilkedir. Bu çalışmanın konusunu, AİHM’nin 2016 yılına aitWenner v. Almanyakararı ekseninde ceza infaz kurumlarında tedavi hakkı oluşturmaktadır. Karar konu olan olayda, 40 yılı aşkın bir sürediropiyat (eroin)bağımlısı mahkûmun kendisine uyuşturucu ikame tedavisi uygulanması talebi söz konusudur. Ancak Alman makamları, cezalandırmanın meşru bir amacı olarak kişinin rehabilitasyonu amacıyla kişinin bu talebini reddederek mahkûma arındırma (detoksifikasyon) tedavisi uygulamayı seçmiştir. Ancak uygulanan bu tedavi, yine de Almanya’nın AİHM önünde mahkûm olmasının önüne geçememiştir. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde düzenlenen işkence yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir.Bu doğrultudaçalışmadailk olarakolayın ulusal (Alman) hukuk makamları ve AİHM önündeki maddi ve hukuki geçmişine yer verilecektir. Sonrasında ise AİHM’in değerlendirmeleri, (1) ceza infaz kurumlarındaikame tedavisinin sağlanmasına yönelik tartışmalar, (2)cezaların infazının amaçlarından resosyalizasyon amacının sınırı olarak işkence ve onur kırıcı davranış yasağı, (3) eğer bir tedavi yöntemi tartışmalı ise ve ceza infaz kurumundaki bir mahkûm tarafından talep edilmiş ise devletlerin pozitif yükümlülüğünü sağlamış olmak için nasıl bir yol izlemesi gerektiği şeklindeki üç noktadan hareketle incelenecektir.
Collections
- Makale [92796]